20 Aralık 2008 Cumartesi

Dinleyiniz:

Sonbahar ve kışa Kent yakışır... Ama en çok kışa yakışır. Hem kuzeyli oldukları için hem de yeterince hüzünlü oldukları için. Bana öyle geliyor ki dinlerken hep bir kuzey rüzgarı esintisi var kulağımda. Bilmediğim bir dil, beni duygulandırıyor. Üstüne üstlük dinlerken sanki bizim dünyamıza ait olmayan bir dilin müziklerini dinliyormuşum gibi geliyor. Belki farklı bir dünyada Middle Earth gibi bir yerde bizim gibi eli ayağı olmayan değişik canlılar dinliyor, ve hep orda kızıl renkli ya da gri-mavi bir hava var. O yüzden yolda kendi kendime kulağımda Kentle yürürken, boyut değiştiriyorum. Bir anda yürüdüğüm yollar daha eğlenceli, daha değişik geliyor. Aslında bir yandan hüzünlenirken, bir yandan da öyle bir his yaşamak çok güzel bir duygu. Aşk acısı yaşamış, yerleri donmuş soğuk bir Nordik gece yaşayıp sokakları tek başıma arşınlarken bir anda diğer şarkıyla kendimi Middle Earth gibi bir ortamda buluyorum. Hazır bu kadar övmüşken biraz gruptan da bahsedeyim.

1990 yılında İsveç'in Eskilstuna şehrinde kurulan Kent üyelerini Joakim Berg lead vocals/guitar'da, Martin Sköld keyboard'da, Markus Mustonen drums, back vocals, keyboard piano, Sami Sirvio lead guitar ve keyboarddadır, Thomas Bergqist ise sythesizerda grubun performanslarını dillendirir. On albümün ikisi İngilizce'dir, yine de İsveççe'yi tercih ettiğimi söyleyebilirim. En güzelleri Du&Dag Höden ve Hagnesta Hill'dir. Şarkılarına eşlik edemesem de bence şarkılarının adlarını söylemek bile yeterince havalı. Bir de yakışıklı soğuk kuzey tiplerini görelim.
Bakınız grup elemanları için:












Yazarken de dinlenesi: Du&Dag Höden albümü-Romeo återvänder ensam
Mannen I Den Vita Hatten
Hagnesta Hill albümünden ise Kevlar Soul


Hiç yorum yok: