28 Şubat 2011 Pazartesi

değişik formlar...

Disarida deli gibi yagmur yagiyor ve ben buna kararliyim... Basima ne gelirse gelsin, su damlasi formuna girmek istiyorum.

Pencereden atliyorum, diğer damlaların arasina karisiyorum, ruzgarin da esintisiyle allahtan biraz havada kaliyorum da, damlalar gibi dusme zevkini tatmis oluyorum. Bir cig damlasiysan daha sabit bir sekilde kaliyorsun ve hafif de soguk oluyorsun. Ben daha ozgur bir suyum, biraz yola dusmeyi seviyorum. Oyle herhangi bir cicegin ustunde cicek beni icene kadar bekleyemem...

Diger damlalarla birlesiyoruz, bir alanda bizi buyuk bir damla topluyor... Sonra kimse onu izlemiyor, bunu sevdim, bir lidere gerek yok yani.. Herkes kafasina gore takiliyor. Sonra cimenlerin arasinda bir su birikintisine katiliyoruz, belli ki onlar da onceden su damlasiydi, simdi su birikintisi olmuslar.. Oraya bagli kalicak miyiz peki demeden, kopegin teki geliyor, suda oyun oynamaya basliyor, yani bizim uzerimizde eseleniyor, yuvarlaniyor, hepimiz ayri yerlere dagiliyoruz. Ben bir sure kopegin uzerinde kaliyorum, sonra oradan hooop baska yere ucuyorum. Yola tasinmisim galiba... Bir kanal kapagindan pis damlalarin icine katiliyoruz... Sanirim damla olmak varsa, buna da katlanmak gerekiyor... Hep beraber surukleniyoruz, oyuncaklar, toplar, kondomlar ve Alice Harikalar Diyari'nda gibi ama yatay bir tunel, fareler gore gore diger damlalara tutunmus gidiyorum. Sonumuz hayra alamet heralde,,, Pek sorgulamiyor etrafimdakiler, bir kanal deliginden suya daliyorum, ne zaman arinacagim belli degil...

Akintiyla nereye gittigim belli degil, galiba Thames nehrindeyim, derlerdi zaten nehir de cok kirlendi diye inanmazdim... Kendimi birden inanilmaz guzel bir gol de buluyorum, nasil geldim, ne ara geldim belli degil.. Etrafta guzel agaclar, sazliklar... Ordekler suzuluyor, birkac kopek sesi duyuyorum :) Bir yandan da yagmur yagiyor, baska ozgur ruhlu damlalar katiliyor aramiza, birkaciyla arkadas oluyorum ve yasadigim kucuk macerayi anlatiyorum. Genc bir ciftin sesini duyuyoruz, kahkahalarla bize dogru kosuyorlar, biz de gulerek karsiliyoruz onlari, kiyafetleri golun kenarinda, kendilerini ciplak suya atiyorlar... Kimse garip karsilamiyor.. Benimle beraber birkacimiz kizin uzun saclarina biniyoruz ve karaya cikiyoruz.

Saclarindan bazi arkadaslarimiz dusuyor ve bazilari da ustunden yere suzuluyor. Ben sacinda kalmayi beceriyorum, golun sahilinde yagmurdan sonra cok guzel bir gunes aciyor, bir anda acaba ruzgar olsam ya da havada asili kalsam nasil olur diye dusunuyorum. Gunesin sicakligiyla iyice mayisiyorum... Icim isiniyor, isiniyor... Hafiflemeye basliyorum. Ahh, icimden gecen oldu galiba, simdi buhar oldum, biraz sicagim hala ama cikan ruzgarla iyice serinleyecegim ve uzaklara gidecegim gibi geliyor. Yukaridan esen serin bir ruzgara katiliyorum ve nereye gidecegimi bilmeden ucuyorum...